Makaleler

anne çocuk

Çalışan Anne Olmak, Çalışan Anne Çocuğunun Psikolojisi

Çalışan Anne Olmak, Çalışan Anne Çocuğunun Psikolojisi

Çalışan Anne Çocuğunun Psikolojisi Nasıldır?

Çalışan annelerin bebeklerinin psikolojisi hakkında bize sıkça sorular sorulmaktadır. Annesi çalışan çocukların diğer çocuklara göre daha mutsuz olduklarını kanıtlayan bir durum yoktur. Ancak şu da bir gerçektir ki, bu çocuklar annelerini annenin işi ile paylaşmak zorundadır. Annelerinin işi dışındaki zamanlarla yetinmek durumundalar. Daha erken yaşlarda daha fazla sorumluluk almaları gerekmektedir. Bunlarla birlikte annesinin hayattan aldığı doyum bir çocuğu da mutlu eder. Başarılı ve özgüven sahibi bir anne çocuğu ile daha iyi ilişki kuracağından, hem anne, hem de çocuk daha iyi hisseder.

Sanayileşme ile birlikte kadınlar, sosyal ve ekonomik hayatta daha fazla yer almaya başlamıştır. Kadınlar; sosyalleşmek, eğitim düzeyini geliştirmek, yaşam koşullarını iyileştirmek ve ekonomik olarak bağımsızlaşmak amacıyla iş hayatına katılmaktadır.

Kadının çalışma hayatına katılması aileye ekonomik olarak katkı sunmasına, sosyalleşmesine, aile içi nitelikli iletişim kurulmasına katkı sağlamaktadır. Toplumsal ilişkilerinde başarılı olan kadınlar, bu başarısını aile yaşamına da taşımaktadır.   Çalışan annelerin çocukları; sorumluluk duygusuna bağlı olarak, kendine yeten, bağımsız bir kişilik oluşumu göstermekte ve bu kişilerin sosyalleşmesinin daha fazla olduğu görülmektedir.

Bunların yanı sıra, çalışan anne olmanın çocuk üzerinde olumsuz etkileri de karşımıza çıkmaktadır. Bu etkiler; annenin çalışma nedenine ve çalışma koşullarına, çocuğa bakım verecek kişinin yakınlığı ve sürekliliğine, çocuğun içinde bulunduğu gelişim düzeyine bağlı olarak değişmektedir. Çocuklarda; uzun süre ağlama, suçluluk duygusu, huzursuzluk, endişe, kaygı, uyku bozuklukları, unutkanlık gibi kısa süreli etkiler ile yetişkinlik yaşamında kişilik bozuklukları ve davranışsal bozukluklar görülmektedir.

Peki bu etkiler en aza indirmek için neler yapılabilir?

Çalışan anneler, çocuklarına yeterince zaman ayıramadıklarından şikayet etmekte, bu durumdan suçluluk duymaktadır. Oysa, önemli olan geçirdikleri sürenin uzunluğu değil, zamanın etkin kullanılmasıdır.

Anneler, evde oldukları süre içerisinde, çocukları ile birlikte kitap okuma, film izleme, oyun oynama gibi aktivitelerde bulunarak, çocukları ile iletişim kurmalıdır. Çocuğun güven, sevilme ve bağımsızlık ihtiyaçlarını karşılamalıdır.

Anne, işten geldikten sonra çocuk ile gününün nasıl geçtiğini konuşmalı, çocuğun sorularını dikkatli bir şekilde dinlenmelidir. Bu şekilde, çocuğun duygu ve düşüncelerini ifade etmesine fırsat vermelidir.

Çocuğun içinde bulunduğu gelişim düzeyine göre aile içi roller paylaşılarak çocuğun kendine olan güveni ve sorumluluk duygusu geliştirilmelidir.

Bu yazı yorumlara kapanmıştır.