Kategori: <span>Çift Terapisi</span>

Çift Terapisi İlişki Terapisi

Çift Terapisi Hakkında Merak Edilenler

Çift terapisi ile ilgili merak edilen konuları netleştirerek çift terapistine başvurmanız daha sağlıklı sonuç almanıza yardımcı olur.

Çift terapisiyle ilgili en çok merak edilen soruları kısaca yanıtlayalım:

İlk olarak, Çift terapisine gitmek ilişkimizin kötü olduğunu mu gösterir?” sorusuyla başlayalım. Hayır, tam tersine ilişkinizi önemseyip, ilişkinize yatırım yaptığınızı gösterir. Günümüzde evliliklerde ve romantik ilişkilerde yaşanan sorunlar giderek daha karmaşık bir hal aldığı için, uzman desteği almak son derece sağlıklı bir adımdır.

“Peki ne zaman çift terapisine başvurmalıyız?” Genellikle çiftler, sorunlar büyüyüp ilişki kopma noktasına gelince başvuruyor. Oysa ideal olan, sıkıntılar kronikleşmeden, duygusal mesafe açılmadan önce harekete geçmek. Erken başvuru, çift terapisi sürecini çok daha etkili hale getiriyor.

“Eşim ya da partnerim istemiyor, yine de çift terapisine gelebilir miyim?” Evet. Tek taraflı başlamak da mümkündür. Bazen bir kişinin farkındalık kazanması ve davranışlarını değiştirmesi bile ilişkide büyük dönüşümler sağlar.

“Çift terapisine sadece evli çiftler mi gider?” Hayır. Nişanlılar, sevgililer, birlikte yaşayan çiftler veya ayrılmayı düşünenler de çift terapisine başvurabilir.

“Peki terapist taraf tutar mı?” Hayır. Terapist yargılayıcı değildir. Taraf değil, ilişkinin iyiliğinden yanadır. Her iki tarafı da duymaya, anlamaya ve denge kurmaya çalışır.

“Çift terapisi sadece aldatma gibi krizlerde mi işe yarar?” Hayır, çift terapisi yalnızca krizlerde değil, pek çok durumda işe yarar. İlişkideki kriz dönemlerinde çift terapisi elbette gereklidir. Ancak iletişim sorunları, anlaşmazlıklar, duygusal uzaklık gibi daha günlük sorunlarda da çift terapisi almak oldukça etkilidir.

“Seanslarda hangi konular konuşulur?” İletişim, güven, sınırlar, ihtiyaçlar, geçmiş yaralar gibi birçok konu ele alınır. Her şey anlatılmalı mı derseniz, bu sizin beklentilerinize ve terapi sürecine güveninize bağlıdır.

“Çift terapisinde konuşulan konular gizli kalır mı?” Çift terapisinde anlatılanlar gizlidir. Terapist danışanlardan aldığı bilgileri, gizliliği koruyacak şekilde ele alır.

“Terapist ilişkimizi kurtaracağına söz verebilir mi?” Hayır, böyle bir söz veremez. Ama size ilişkinizi anlamanız, ihtiyaçları fark etmeniz ve çözüm yolları üretmeniz için güçlü bir destek sunabilir.

“Terapide ilişkiyi bitirme kararı da çıkabilir mi?” Evet. Bazen çiftler daha sağlıklı bir şekilde ayrılmayı seçebilir. Bu da terapi sürecinin bir parçası olabilir ve sağlıklı bir sonlanma da bir kazanımdır. Ancak çift terapisti çiftler adına karar almaz.

“Uzak mesafe ilişkisi olan çiftler terapi alabilir mi?” Evet, online çift terapisi sayesinde farklı şehirlerde ya da ülkelerde olan çiftler de çift terapisi alabilir.

“Ne kadar sürede sonuç alırız?” Bu durum, çiftin dinamiklerine, sorunların derinliğine ve iş birliğine göre değişir. Kimi zaman birkaç seans yeterli olurken, bazı ilişkiler için daha uzun bir süreç gerekebilir.

“Başlamadan önce hazırlıklı olmamız gereken şeyler var mı?” En önemlisi açık olmanız ve değişime istekli olmanız. Çift terapisi, bir suçlu arama süreci değil, birlikte gelişme sürecidir.

“Seanslara gelirken kavga etmemiz normal mi?” Evet, çok normal. Zaten sorunlar olduğu için terapi alıyorsunuz. Önemli olan kavganın nasıl yönetileceğini birlikte öğrenmek.

Son olarak, “Çift terapisinde hangi teknikler kullanılıyor?” Bilişsel davranışçı yöntemlerden duygulara odaklanan terapilere, şema terapi tekniklerinden iletişim becerilerine kadar birçok yöntem, çiftin ihtiyacına göre esnek bir şekilde kullanılır.

Çift terapisi; bir ilişkiyi onarmak, derinleştirmek ve dönüştürmek için güçlü bir rehberlik sunar. İzmir’de çift terapisti arıyorsanız, bu sürece birlikte adım atabiliriz.

Dr. Hatice Topçu Ersoy
Uzman Psikolog / Çift Terapisti

Aldatma Sonrası Çift Terapisi

Bağlanma Stilleri ve Aldatma: Derinlemesine Bir Bakış

Bağlanma Stilleri ve Aldatma: Derinlemesine Bir Bakış

Bağlanma teorisi, insanların romantik ilişkilerde nasıl davrandığını anlamak için güçlü bir çerçeve sunar. Aldatma da bu çerçevenin bir parçası olarak ele alınabilir. İnsanlar neden aldatır? Çoğu zaman sadakatsizliğin ardında bir karakter zayıflığı veya ahlaki eksiklik olduğu düşünülse de, aldatma aslında kişinin erken dönem bağlanma deneyimlerinden ve ilişkilere dair geliştirdiği bilinçdışı kalıplardan kaynaklanabilir.

Bağlanma teorisine göre dört temel bağlanma stili vardır: güvenli, kaygılı, kaçıngan ve korkulu-kaçıngan (çelişkili). Bu bağlanma stillerine sahip bireylerin aldatmaya yönelik eğilimleri ve aldatmanın onların iç dünyasında nasıl bir karşılık bulduğunu daha yakından inceleyelim.

1. Güvenli Bağlanma ve Aldatma

Güvenli bağlanma stiline sahip bireyler, sağlıklı duygusal bağlar kurabilir, partnerlerine güvenir ve duygularını açıkça ifade edebilirler. Çoğu zaman aldatan taraf olmazlar çünkü:

  • İlişkilerinde yakınlık kurmaktan korkmazlar, bu yüzden üçüncü bir kişiye ihtiyaç duymazlar.
  • İlişkilerinde problem yaşadıklarında konuşmayı ve çözüm aramayı tercih ederler.
  • Kendilerine güvendikleri gibi partnerlerine de güvenirler, bu yüzden manipülatif veya kaçamak davranışlara yönelmezler.

Ancak, güvenli bağlanmaya sahip bireyler de zaman zaman aldatabilir. Eğer ilişki uzun vadede ciddi sorunlar içeriyorsa ve duygusal ya da fiziksel tatmin kaybolmuşsa, bir başkasına yönelmeyi tercih edebilirler. Fakat genellikle bu noktaya gelmeden önce ilişkilerini onarmaya çalışırlar.


2. Kaygılı Bağlanma ve Aldatma

Kaygılı bağlanma stiline sahip bireyler, ilişkilerinde yoğun duygusal yakınlık ister ve terk edilme korkusu taşırlar. Aldatma dinamiği içinde bu bağlanma stiline sahip kişiler genellikle şu nedenlerle sadakatsizlik yaşayabilir:

  • Onay arayışı: Kendilerini değerli hissetmek için sürekli dışarıdan ilgi ve sevgi bekleyebilirler. Eğer partnerleri yeterince ilgi göstermiyorsa, başka birinden bu ilgiyi almaya yönelebilirler.
  • Terk edilme korkusu: Partnerlerinin ilgisinin azaldığını düşündüklerinde, ilişkiyi kaybetmeden önce bir “yedek” arayışına girebilirler.
  • İçsel boşluk hissi: Kaygılı bağlanan bireyler genellikle öz-değerlerini partnerlerinden aldıkları onay üzerinden belirler. Eğer ilişkide ihmal edildiklerini hissederlerse, aldatma bir “kendini ispatlama” mekanizması haline gelebilir.

Kaygılı bağlanmaya sahip bireyler genellikle aldatmadan sonra yoğun suçluluk duyarlar ve partnerlerinden kopmak yerine sadakatlerini ispat etmeye çalışabilirler. Ancak aldatma, çoğu zaman onların içinde çözemedikleri terk edilme korkusunun bir yansımasıdır.


3. Kaçıngan Bağlanma ve Aldatma

Kaçıngan bağlanma stiline sahip bireyler, bağımsızlıklarına düşkün ve duygusal yakınlıktan kaçınan kişilerdir. Aldatma, onların ilişkide kendilerini sıkışmış hissettiklerinde başvurdukları bir savunma mekanizması olabilir. Şu nedenlerle sadakatsizlik yaşayabilirler:

  • Yakınlık korkusu: Partnerleriyle derin bir bağ kurmaktan çekinirler. Eğer ilişki fazla duygusal hale gelirse, aldatma onlar için bir kaçış yolu olabilir.
  • Bağımsızlık ihtiyacı: Uzun süre aynı kişiye bağlı kalmak onları rahatsız edebilir ve özgürlüklerini koruma içgüdüsüyle aldatmaya yönelebilirler.
  • Duygusal mesafe yaratma isteği: Eğer partnerleri çok fazla ilgi ve yakınlık talep ediyorsa, başka bir ilişkiye girerek bilinçdışı olarak mesafeyi artırabilirler.

Kaçıngan bağlanan kişiler için aldatma genellikle duygusal değil, fiziksel bir kaçış olur. Partnerleriyle yüzleşmek yerine üçüncü bir kişiye yönelerek kendi içsel çatışmalarından uzaklaşmayı tercih edebilirler.


4. Korkulu-Kaçıngan (Çelişkili) Bağlanma ve Aldatma

Bu bağlanma stiline sahip bireyler, hem yakınlık isterler hem de yakınlıktan korkarlar. Bu ikili çatışma, ilişkilerinde tutarsız ve çelişkili davranışlar sergilemelerine neden olur. Aldatma sürecinde bu kişiler genellikle şu nedenlerle sadakatsizlik yaşayabilir:

  • Yakınlığa duyulan ihtiyaç ve korku: Partnerlerine bağlanmak isterler, ancak aynı zamanda bağlanmaktan korktukları için bilinçdışı olarak ilişkiyi sabote edebilirler.
  • İçsel güven sorunları: Hem kendilerine hem de başkalarına güvenmekte zorlandıkları için sadakatsizliği bir tür “kontrol mekanizması” olarak kullanabilirler.
  • Yoğun duygusal iniş çıkışlar: Korkulu-kaçıngan bağlanan kişiler, ilişkilerinde istikrarsız ve ani tepkiler verebilirler. Aldatma, bu dalgalanmalar içinde bir tepki ya da kaçış yolu olabilir.

Korkulu-kaçıngan bağlanma stiline sahip kişiler, hem yakınlık isterler hem de yakınlıktan korkarlar. Bu çelişkili durum onların içsel güven duygusunu zayıflatır. Kendilerine güvenmekte zorlanırlar çünkü ne istediklerini tam olarak bilemezler; bir yandan derin bir bağ kurmak isterken, diğer yandan bu bağın onları inciteceğinden korkarlar. Aynı zamanda başkalarına güvenmekte de zorlanırlar, çünkü reddedilme, ihmal edilme ya da terk edilme ihtimali onları sürekli tedirgin eder.

Bu güvensizlik, bazen sadakatsizliği bir “kontrol mekanizması” olarak kullanmalarına neden olabilir. Yani, eğer partnerlerine tam olarak güvenemiyorlarsa veya bir noktada reddedileceklerini düşünüyorlarsa, ilişkinin kontrolünü kaybetmemek için bilinçdışı olarak aldatmaya yönelebilirler. Bu sayede, eğer terk edilme gerçekleşirse, “zaten ben de başka birine yönelmiştim” diyerek kendilerini korumaya alabilirler.

Bir anlamda, sadakatsizlik onlar için bir savunma mekanizmasıdır. İlişkinin geleceğinden emin olamadıklarında, başka birine yönelerek “ben aslında zaten bağlı değildim” hissini yaratırlar ve olası bir kayıptan daha az etkilenmeye çalışırlar.

Bu durum onların içsel karmaşalarını besler ve genellikle sağlıklı, güvenli bir ilişki kurmalarını zorlaştırır.

Bu bağlanma stiline sahip bireyler genellikle hem kendilerini hem de partnerlerini güvensiz hissettiren davranışlar sergilerler. Aldatmadan sonra pişmanlık duysalar bile, bir sonraki ilişki dinamiğinde tekrar aynı döngüye girme olasılıkları yüksektir.


Sonuç: Aldatma, Bağlanma Sorunlarının Bir Yansıması mı?

Aldatma, sadece ahlaki bir seçim ya da bireysel bir zayıflık değil, aynı zamanda kişinin bağlanma stiline dayalı olarak geliştirdiği ilişki kalıplarının bir sonucu olabilir. Çoğu zaman sadakatsizlik, bireyin ilişki içindeki duygusal ihtiyaçlarını doğrudan ifade edememesinden ve bilinçdışı olarak kendini koruma ya da tatmin etme yolları aramasından kaynaklanır.

Peki, Bağlanma Sorunları Çözülebilir mi?

Evet! Bağlanma stilini anlamak ve üzerinde çalışmak, kişinin hem kendisiyle hem de partneriyle daha sağlıklı bir ilişki kurmasını sağlayabilir. İşte bazı yollar:

  • Farkındalık geliştirmek: Hangi bağlanma stiline sahip olduğunu anlamak, ilişkilerde tekrar eden kalıpları fark etmeye yardımcı olur.
  • İletişimi güçlendirmek: Kaygılı veya kaçıngan eğilimleri fark ettiğinde, partnerinle açıkça konuşmak ilişkide güven inşa edebilir.
  • Kendi duygusal ihtiyaçlarını anlamak: Duygusal boşluklarını dışarıda aramak yerine, kendi ihtiyaçlarını tanımak ve bunları sağlıklı yollarla gidermeye çalışmak önemlidir.
  • Terapiden destek almak: Çift terapisi veya bireysel terapi, bağlanma sorunlarını anlamada ve ilişkileri daha sağlıklı hale getirmede etkili olabilir.

Bağlanma sorunları çözüldüğünde, ilişkilerde daha sağlam bir güven ve sadakat duygusu gelişebilir. Bu da aldatmanın altında yatan duygusal ihtiyaçların sağlıklı bir şekilde ele alınmasını sağlayarak, sadakatsizlik yerine bağlılığın ve gerçek yakınlığın mümkün olduğu bir ilişki yaratabilir.

Aldatma ilişkilerde son derece sarsıcı bir durumdur. İlişkinizde aldatma sonrası psikolog desteğine ihtiyacınız olabilir. İzmir psikolog uzmanlarımızdan yardım almak için bize ulaşabilirsiniz.

Psikolog Dr. Hatice Topçu Ersoy

Çift Terapisi İlişki Terapisi

İlişki Psikolojisi: Romantik İlişkilerde Birlikte Büyümek

1. İlişkiyi Bir Yolculuk Olarak Görmek

Hepimiz bir ilişkiye başlarken mutlu, huzurlu ve uyumlu bir birliktelik hayal ederiz. Ancak gerçek hayatta ilişkiler, sürekli değişen, gelişen ve zaman zaman zorluklarla sınanan bir süreçlerdir. Bir ilişkinin uzun vadede sağlıklı ve tatmin edici olması için her iki bireyin de kişisel gelişimini sürdürmesi ve birbirlerini desteklemesi gerekir.

İlişkiler her zaman iyi gitmez. Hiçbir ilişki mükemmel başlamaz, partnerler birbirlerinin sivri uçlarını törpüleyerek zaman içinde birbirleriyle uyumlu hale gelirler. Romantik ilişki ve evlilik sorunları için etkili çözümler bulmakta zorlandığınız zamanlar yaşamanız çok doğal. Böyle durumlarda çift terapisi almayı düşünebilirsiniz.

Peki, birlikte büyümek ne anlama gelir?
Bir ilişkide kendinizi unutmadan, partnerinizle birlikte nasıl gelişebilirsiniz?
Zorluklar, ilişkileri nasıl güçlendirebilir?

Bu sorulara yanıt arayarak, ilişkilerde birlikte büyümenin önemini ve nasıl sağlanabileceğini ele alacağız.


2. Birlikte Büyümenin Temel Taşları

A. Bireysel Gelişim ve Kendini Tanıma

Birçok insan ilişkide bireyselliğini kaybetme korkusu yaşar. Ancak sağlıklı bir ilişki, iki bireyin de kendini gerçekleştirebildiği, kendi kimliklerini koruyabildiği ve gelişmeye devam edebildiği bir alandır.

  • Öncelikle kendimizi tanımamız gerekir. Kendi duygularımızı, ihtiyaçlarımızı ve sınırlarımızı bilmezsek, partnerimizle sağlıklı bir ilişki kurmamız da zorlaşır.
  • Bir ilişkide kişisel gelişim devam etmelidir. Yeni beceriler edinmek, hobiler geliştirmek, kariyer hedeflerine odaklanmak gibi konularda partnerlerin birbirini desteklemesi gerekir.
  • Birbirine bağlı ama bağımlı olmayan bir ilişki, uzun vadede daha güçlüdür. Birbirimize alan tanımak, bireysel farklılıkları kabul etmek, sağlıklı büyümenin önemli bir parçasıdır.

Özetle, önce kendimize yatırım yaparak, ardından da partnerimizin gelişimini destekleyerek büyüyen bir ilişki inşa edebiliriz.


B. İletişim ve Duygusal Bağlantı

Bir ilişkide birlikte büyüyebilmenin temel şartlarından biri iletişimdir. Sağlıklı bir iletişim olmadan, bireyler zamanla birbirinden uzaklaşabilir.

  • Empatik dinleme: Çoğu zaman karşımızdakini dinlemek yerine, ne söyleyeceğimizi düşünürüz. Ancak gerçekten anlamaya çalışmak, ilişkide bağları güçlendirir.
  • Duyguları ifade edebilmek: Partnerimize açık ve dürüst bir şekilde ne hissettiğimizi söylemek, duyulma ve anlaşılma ihtiyacımızı karşılar.
  • Eleştiriyi yapıcı hale getirmek: Suçlayıcı veya yargılayıcı bir dil yerine, “Ben böyle hissediyorum” gibi ifadeler kullanmak çatışmaları azaltır.
  • Çatışmalardan kaçınmak yerine onları yönetmek: Anlaşmazlıklar kaçınılmazdır, ancak nasıl ele alındıkları ilişkiyi belirler. Önemli olan, tartışmaları ilişkiye zarar vermeden çözebilmektir.

Sağlıklı iletişim, ilişkide güven duygusunu artırır ve partnerlerin birbirlerine duygusal olarak daha yakın hissetmesini sağlar.


C. Zorluklarla Birlikte Baş Etmek

Hiçbir ilişki mükemmel değildir. Her çift, zaman zaman zorlayıcı dönemlerden geçer. Ancak bu zorluklar, doğru yönetildiğinde ilişkiyi daha sağlam hale getirebilir.

  • Krizler fırsata dönüşebilir: Sorunlar, çözüm odaklı yaklaşıldığında çiftlerin birbirini daha iyi anlamasına yardımcı olabilir.
  • Destekleyici olmak: Partneriniz zor bir dönemden geçtiğinde yanında olmak, birlikte büyümenin en güçlü göstergelerinden biridir.
  • Suçlamak yerine çözüm aramak: Bir sorun yaşandığında, “Senin yüzünden böyle oldu” demek yerine “Bu sorunu birlikte nasıl çözebiliriz?” demek ilişkiyi güçlendirir.
  • Öfke ve hayal kırıklığını sağlıklı şekilde ifade etmek: Duyguları bastırmak yerine, yapıcı bir şekilde dile getirmek önemlidir.

Unutulmamalıdır ki, zorluklar bir ilişkinin sonu olmak zorunda değildir; aksine, daha güçlü bir bağ kurma fırsatıdır.


D. Değişimi ve Gelişimi Kabul Etmek

İnsanlar değişir ve bu kaçınılmazdır. Değişimi reddetmek yerine kabul etmek ve birlikte uyum sağlamak, bir ilişkinin uzun vadeli başarısı için kritik öneme sahiptir.

  • Zamanla her iki bireyin de farklı öncelikleri olabilir. Kariyer değişiklikleri, çocuk sahibi olmak veya kişisel hedefler gibi faktörler ilişkinin dinamiklerini etkileyebilir.
  • Büyüyen bir ilişkide esneklik önemlidir. Partnerinizin değişen istek ve ihtiyaçlarına uyum sağlamak, ilişkinin sağlıklı kalmasını destekler.
  • İlişkinin evrimini kabul etmek gerekir. İlişkinin ilk günkü heyecanı her zaman aynı kalmayabilir, ancak daha derin bir bağlılık ve güven gelişebilir.

Birlikte büyümek, değişimi tehdit olarak görmek yerine, uyum sağlamayı öğrenmektir.


3. Sonuç: Birlikte Büyüyen İlişkinin Getirdikleri

Sağlıklı bir ilişki; sadece mutlu anları paylaşmak değil, aynı zamanda birbirine destek olmak, değişime uyum sağlamak ve gelişime açık olmaktır. Birlikte büyüyen bir ilişki, partnerlerin kendilerini kaybetmeden bağlarını güçlendirdikleri ve birbirlerini daha iyi anladıkları bir birlikteliktir.

Özetle, birlikte büyüyen bir ilişki:

  1. Bireylerin kendi gelişimlerine yatırım yapmalarına olanak tanır.
  2. Sağlıklı iletişim ve empati ile duygusal bağı güçlendirir.
  3. Zorlukları kriz olarak değil, büyüme fırsatı olarak görür.
  4. Değişimi ve gelişimi doğal bir süreç olarak kabul eder.
  5. Zamanla daha derin, sağlam ve tatmin edici bir ilişki haline gelir.

Son olarak, ilişkilerde birlikte büyümek için en önemli adım, hem kendimize hem de partnerimize gelişim alanı tanımaktır. Unutmayalım ki sağlıklı bir ilişki, her iki bireyin de birbirini destekleyerek büyüdüğü bir yolculuktur.

İzmir psikolog uzmanlarımız ve çift terapisti İzmir randevusu için bize ulaşabilirsiniz.

Psikolog Dr. Hatice Topçu Ersoy

Narsist Kimdir Narsistlerle İlişkiler

Narsist Kimdir? Narsistlerle İlişkiler: 10 Soru, 10 Cevap

Narsist kişileri tanıyabilmek, narsistlerin özelliklerini farkedebilmek ve ilişkide narsistlerin davranışlarını anlayabilmek çok önemlidir. Günümüzde birçok kişi, narsistlerle ilişkilerde yaşanan sorunlardan dolayı terapi alıyor. Uzun zamandır narsistlerle ilişki yaşayan veya narsist kişiyle yaşadığı ayrılıktan sonra psikolojik yardıma ihtiyacı olan kişilere profesyonel destek veriyorum.

Narsist kişilerden canı yanmış danışanlarım “narsist kimdir? narsist kimden hoşlanır? narsistin aşkı ne kadar sürer? narsistle ilişki veya evlilik yürür mü?” sorularını sıkça soruyorlar.

Bu yazımda narsistlerle ilgili en çok sorulan sorulara cevaplar vermeye çalıştım.

Psikolog Dr. Hatice Topçu Ersoy

Narsist Kimdir?

Narsist insanlar, kendilerini çok beğenen ve kendilerini diğer insanlardan üstün gören kişilerdir. Sürekli olarak ilgi ve beğeni beklerler. Başkalarını kıskanabilir veya onların başarılarını küçümseyebilirler. Empati kurmakta zorlanırlar, yani başkalarının duygularını anlamakta ve paylaşmakta güçlük çekebilirler. Bencil ve çıkarcı davranışlar sergileyebilirler. Her zaman haklı olmak isterler ve eleştirilere tahammül edemezler.


Narsistle İlişki Yaşanır mı?

Narsistle ilişki yaşamak mümkündür ancak narsist bir kişiyle sağlıklı bir ilişki sürdürmek oldukça zordur. Narsist kişiler genellikle manipülatif, empatiden yoksun ve benmerkezci oldukları için partnerlerinin duygusal ihtiyaçlarını karşılamakta başarısız olurlar. İlişkinin başında oldukça çekici, ilgili ve karizmatik görünebilirler; fakat zamanla kontrolcü, eleştirel ve duygusal olarak yıkıcı hale gelebilirler. Eğer bir narsistle ilişki yaşıyorsanız, sınırlarınızı belirlemek ve kendinizi korumak çok önemlidir.


Narsist En Çok Neden Korkar?

Devamı

Çift Terapisi İlişki Terapisi

Çift Terapisi Nedir, Nasıl Yardımcı Olur, Ne Zaman Gidilir?

İlişkiler zamanla değişir, dönüşür ve bazen de zorlayıcı dönemlerden geçer. Sağlıklı bir ilişkinin temel taşları olan iletişim, güven, bağlılık ve anlayış, yaşanan sorunlarla sarsılabilir. Evli veya birlikte olan çiftlerin sorun yaşadıkları noktalarda, çift terapisi devreye girer ve ilişkinin yeniden yapılandırılmasına yardımcı olur.

Çift Terapisi Nedir?

Çift terapisi, evli ya da birlikte olan bireylerin ilişkilerindeki problemleri anlamalarına, çözüm yolları geliştirmelerine ve birbirleriyle daha sağlıklı bir bağ kurmalarına yardımcı olan bir terapi sürecidir. Çift terapistleri, tarafsız bir gözle ilişkinin dinamiklerini değerlendirir ve sorunların temel nedenlerine odaklanarak çiftin birlikte gelişmesine rehberlik eder.

Devamı

Toksik İlişki

Toksik İlişki Belirtileri

Toksik İlişki Nedir?

Toksik ilişki, taraflardan birinin ya da her ikisinin, birbirlerinin duygusal, zihinsel veya fiziksel sağlığını olumsuz etkilediği, sağlıksız ve yıpratıcı bir ilişki türüdür. Bu tür ilişkilerde genellikle sevgi, saygı ve güven eksikliği vardır ve taraflar arasında sürekli çatışma, manipülasyon veya dengesizlik yaşanır.

Toksik İlişkilerin Belirgin Özellikleri

Devamı

İlişkilerde Şema Kimyası

Şema Kimyası: İlişkilerde Tekrarlayan Seçimler

İlişkilerde Geçmişin İzleri ve Tekrarlayan Döngüler

Birçoğumuzun hayatında tekrar eden bir senaryo vardır: Farklı kişilerle ilişkilere başlarız, ancak bir süre sonra benzer sorunlarla karşılaşırız. Neden sürekli aynı tür insanlara çekim duyuyoruz? Bu döngünün altında derin bir psikolojik dinamik yatıyor olabilir: Şema Kimyası. Şema kimyası, bilinçdışı süreçler yoluyla, geçmişte yaşadığımız deneyimlerin bugünkü ilişkilerimizde kendini tekrar eden bir döngü yaratmasıdır.

Devamı

Aldatma Sonrası Çift Terapisi

Aldatılma Sonrası Çift Terapisi

Aldatılma Sonrası Çift Terapisi: Güvenin Yeniden İnşası

Aldatılma, bir ilişkide veya evlilikte yaşanan en derin yaralardan biridir ve iki taraf için de büyük bir duygusal yıkım yaratabilir. İlişkideki sadakat, güven ve bağlılık duyguları sarsıldığında, çiftlerin tekrar bir araya gelmesi zor olabilir. Ancak aldatılma, her zaman ilişkinin sonu anlamına gelmez. Çift terapisi, bu zorlu süreçte çiftlerin birbirini anlamasına, iyileşmesine ve ilişkilerini yeniden inşa etmesine yardımcı olabilir. Peki, aldatılma sonrası çift terapisinde neler yaşanır ve çiftlerin ilişkisini kurtarması nasıl mümkün olabilir?

Devamı

Narsist ile İletişim

Narsistle Baş Etmenin 10 Yolu

Narsist Kişilerle Baş Etmenin 10 Yolu: Kendi Gücünüzü Geri Kazanın

Narsist bir kişiyle başa çıkmak için etkili yollar vardır. Narsist kişilerle ilişkiler zorlayıcı olsa da, narsistlerle ilişkilerdeki zorluklarla baş etmenin yöntemleri vardır.

Bir narsistle ilişki kurmak, derin duygusal yaralara, kendine güven kaybına ve sürekli bir hayal kırıklığına neden olabilir. Narsist bireyler, başkalarının duygularını görmezden gelirken kendi ihtiyaçlarını ön planda tutarlar. Manipülasyon, küçümseme ve duygusal istismar, narsistle karşı karşıya kalan kişilerin sıkça deneyimlediği durumlardır. Peki, bu zor ilişkilerde nasıl ayakta kalabilirsiniz?

İşte narsistle baş etmenin 10 etkili yolu:

Devamı

Aldatma Psikolojisi Aldatılma Psikolojisi

Aldatma – Aldatılma Psikolojisi

Aldatma, aldatılma ve aldatılma sonrası iyileşme sürecinde terapi talebiyle sıklıkla karşılaşıyoruz. Aldatma psikolojisi ve aldatılma psikolojisi oldukça karmaşıktır.

Aldatma birçok ilişkiyi tehdit eden karmaşık bir konudur. Hem duygusal hem de fiziksel boyutları olan bu davranış, ilişkilerin temel yapı taşlarını sarsabilir. Aldatma, yalnızca bir kişinin başka birine sadakatsizliği değil; aynı zamanda güven, bağlılık ve sadakat kavramlarının derin bir sorgulamasıdır. Peki, insanlar neden aldatır? Aldatmanın arkasındaki motivasyonlar nelerdir ve bu durum ilişkilerde nasıl bir etki yaratır?

Devamı