Kategori: <span>Boşanma</span>

Aldatma Sonrası Çift Terapisi

Bağlanma Stilleri ve Aldatma: Derinlemesine Bir Bakış

Bağlanma Stilleri ve Aldatma: Derinlemesine Bir Bakış

Bağlanma teorisi, insanların romantik ilişkilerde nasıl davrandığını anlamak için güçlü bir çerçeve sunar. Aldatma da bu çerçevenin bir parçası olarak ele alınabilir. İnsanlar neden aldatır? Çoğu zaman sadakatsizliğin ardında bir karakter zayıflığı veya ahlaki eksiklik olduğu düşünülse de, aldatma aslında kişinin erken dönem bağlanma deneyimlerinden ve ilişkilere dair geliştirdiği bilinçdışı kalıplardan kaynaklanabilir.

Bağlanma teorisine göre dört temel bağlanma stili vardır: güvenli, kaygılı, kaçıngan ve korkulu-kaçıngan (çelişkili). Bu bağlanma stillerine sahip bireylerin aldatmaya yönelik eğilimleri ve aldatmanın onların iç dünyasında nasıl bir karşılık bulduğunu daha yakından inceleyelim.

1. Güvenli Bağlanma ve Aldatma

Güvenli bağlanma stiline sahip bireyler, sağlıklı duygusal bağlar kurabilir, partnerlerine güvenir ve duygularını açıkça ifade edebilirler. Çoğu zaman aldatan taraf olmazlar çünkü:

  • İlişkilerinde yakınlık kurmaktan korkmazlar, bu yüzden üçüncü bir kişiye ihtiyaç duymazlar.
  • İlişkilerinde problem yaşadıklarında konuşmayı ve çözüm aramayı tercih ederler.
  • Kendilerine güvendikleri gibi partnerlerine de güvenirler, bu yüzden manipülatif veya kaçamak davranışlara yönelmezler.

Ancak, güvenli bağlanmaya sahip bireyler de zaman zaman aldatabilir. Eğer ilişki uzun vadede ciddi sorunlar içeriyorsa ve duygusal ya da fiziksel tatmin kaybolmuşsa, bir başkasına yönelmeyi tercih edebilirler. Fakat genellikle bu noktaya gelmeden önce ilişkilerini onarmaya çalışırlar.


2. Kaygılı Bağlanma ve Aldatma

Kaygılı bağlanma stiline sahip bireyler, ilişkilerinde yoğun duygusal yakınlık ister ve terk edilme korkusu taşırlar. Aldatma dinamiği içinde bu bağlanma stiline sahip kişiler genellikle şu nedenlerle sadakatsizlik yaşayabilir:

  • Onay arayışı: Kendilerini değerli hissetmek için sürekli dışarıdan ilgi ve sevgi bekleyebilirler. Eğer partnerleri yeterince ilgi göstermiyorsa, başka birinden bu ilgiyi almaya yönelebilirler.
  • Terk edilme korkusu: Partnerlerinin ilgisinin azaldığını düşündüklerinde, ilişkiyi kaybetmeden önce bir “yedek” arayışına girebilirler.
  • İçsel boşluk hissi: Kaygılı bağlanan bireyler genellikle öz-değerlerini partnerlerinden aldıkları onay üzerinden belirler. Eğer ilişkide ihmal edildiklerini hissederlerse, aldatma bir “kendini ispatlama” mekanizması haline gelebilir.

Kaygılı bağlanmaya sahip bireyler genellikle aldatmadan sonra yoğun suçluluk duyarlar ve partnerlerinden kopmak yerine sadakatlerini ispat etmeye çalışabilirler. Ancak aldatma, çoğu zaman onların içinde çözemedikleri terk edilme korkusunun bir yansımasıdır.


3. Kaçıngan Bağlanma ve Aldatma

Kaçıngan bağlanma stiline sahip bireyler, bağımsızlıklarına düşkün ve duygusal yakınlıktan kaçınan kişilerdir. Aldatma, onların ilişkide kendilerini sıkışmış hissettiklerinde başvurdukları bir savunma mekanizması olabilir. Şu nedenlerle sadakatsizlik yaşayabilirler:

  • Yakınlık korkusu: Partnerleriyle derin bir bağ kurmaktan çekinirler. Eğer ilişki fazla duygusal hale gelirse, aldatma onlar için bir kaçış yolu olabilir.
  • Bağımsızlık ihtiyacı: Uzun süre aynı kişiye bağlı kalmak onları rahatsız edebilir ve özgürlüklerini koruma içgüdüsüyle aldatmaya yönelebilirler.
  • Duygusal mesafe yaratma isteği: Eğer partnerleri çok fazla ilgi ve yakınlık talep ediyorsa, başka bir ilişkiye girerek bilinçdışı olarak mesafeyi artırabilirler.

Kaçıngan bağlanan kişiler için aldatma genellikle duygusal değil, fiziksel bir kaçış olur. Partnerleriyle yüzleşmek yerine üçüncü bir kişiye yönelerek kendi içsel çatışmalarından uzaklaşmayı tercih edebilirler.


4. Korkulu-Kaçıngan (Çelişkili) Bağlanma ve Aldatma

Bu bağlanma stiline sahip bireyler, hem yakınlık isterler hem de yakınlıktan korkarlar. Bu ikili çatışma, ilişkilerinde tutarsız ve çelişkili davranışlar sergilemelerine neden olur. Aldatma sürecinde bu kişiler genellikle şu nedenlerle sadakatsizlik yaşayabilir:

  • Yakınlığa duyulan ihtiyaç ve korku: Partnerlerine bağlanmak isterler, ancak aynı zamanda bağlanmaktan korktukları için bilinçdışı olarak ilişkiyi sabote edebilirler.
  • İçsel güven sorunları: Hem kendilerine hem de başkalarına güvenmekte zorlandıkları için sadakatsizliği bir tür “kontrol mekanizması” olarak kullanabilirler.
  • Yoğun duygusal iniş çıkışlar: Korkulu-kaçıngan bağlanan kişiler, ilişkilerinde istikrarsız ve ani tepkiler verebilirler. Aldatma, bu dalgalanmalar içinde bir tepki ya da kaçış yolu olabilir.

Korkulu-kaçıngan bağlanma stiline sahip kişiler, hem yakınlık isterler hem de yakınlıktan korkarlar. Bu çelişkili durum onların içsel güven duygusunu zayıflatır. Kendilerine güvenmekte zorlanırlar çünkü ne istediklerini tam olarak bilemezler; bir yandan derin bir bağ kurmak isterken, diğer yandan bu bağın onları inciteceğinden korkarlar. Aynı zamanda başkalarına güvenmekte de zorlanırlar, çünkü reddedilme, ihmal edilme ya da terk edilme ihtimali onları sürekli tedirgin eder.

Bu güvensizlik, bazen sadakatsizliği bir “kontrol mekanizması” olarak kullanmalarına neden olabilir. Yani, eğer partnerlerine tam olarak güvenemiyorlarsa veya bir noktada reddedileceklerini düşünüyorlarsa, ilişkinin kontrolünü kaybetmemek için bilinçdışı olarak aldatmaya yönelebilirler. Bu sayede, eğer terk edilme gerçekleşirse, “zaten ben de başka birine yönelmiştim” diyerek kendilerini korumaya alabilirler.

Bir anlamda, sadakatsizlik onlar için bir savunma mekanizmasıdır. İlişkinin geleceğinden emin olamadıklarında, başka birine yönelerek “ben aslında zaten bağlı değildim” hissini yaratırlar ve olası bir kayıptan daha az etkilenmeye çalışırlar.

Bu durum onların içsel karmaşalarını besler ve genellikle sağlıklı, güvenli bir ilişki kurmalarını zorlaştırır.

Bu bağlanma stiline sahip bireyler genellikle hem kendilerini hem de partnerlerini güvensiz hissettiren davranışlar sergilerler. Aldatmadan sonra pişmanlık duysalar bile, bir sonraki ilişki dinamiğinde tekrar aynı döngüye girme olasılıkları yüksektir.


Sonuç: Aldatma, Bağlanma Sorunlarının Bir Yansıması mı?

Aldatma, sadece ahlaki bir seçim ya da bireysel bir zayıflık değil, aynı zamanda kişinin bağlanma stiline dayalı olarak geliştirdiği ilişki kalıplarının bir sonucu olabilir. Çoğu zaman sadakatsizlik, bireyin ilişki içindeki duygusal ihtiyaçlarını doğrudan ifade edememesinden ve bilinçdışı olarak kendini koruma ya da tatmin etme yolları aramasından kaynaklanır.

Peki, Bağlanma Sorunları Çözülebilir mi?

Evet! Bağlanma stilini anlamak ve üzerinde çalışmak, kişinin hem kendisiyle hem de partneriyle daha sağlıklı bir ilişki kurmasını sağlayabilir. İşte bazı yollar:

  • Farkındalık geliştirmek: Hangi bağlanma stiline sahip olduğunu anlamak, ilişkilerde tekrar eden kalıpları fark etmeye yardımcı olur.
  • İletişimi güçlendirmek: Kaygılı veya kaçıngan eğilimleri fark ettiğinde, partnerinle açıkça konuşmak ilişkide güven inşa edebilir.
  • Kendi duygusal ihtiyaçlarını anlamak: Duygusal boşluklarını dışarıda aramak yerine, kendi ihtiyaçlarını tanımak ve bunları sağlıklı yollarla gidermeye çalışmak önemlidir.
  • Terapiden destek almak: Çift terapisi veya bireysel terapi, bağlanma sorunlarını anlamada ve ilişkileri daha sağlıklı hale getirmede etkili olabilir.

Bağlanma sorunları çözüldüğünde, ilişkilerde daha sağlam bir güven ve sadakat duygusu gelişebilir. Bu da aldatmanın altında yatan duygusal ihtiyaçların sağlıklı bir şekilde ele alınmasını sağlayarak, sadakatsizlik yerine bağlılığın ve gerçek yakınlığın mümkün olduğu bir ilişki yaratabilir.

Aldatma ilişkilerde son derece sarsıcı bir durumdur. İlişkinizde aldatma sonrası psikolog desteğine ihtiyacınız olabilir. İzmir psikolog uzmanlarımızdan yardım almak için bize ulaşabilirsiniz.

Psikolog Dr. Hatice Topçu Ersoy

Aldatma Psikolojisi Aldatılma Psikolojisi

Aldatma Psikolojisi

Aldatma psikolojisi romantik ilişkilerde aldatılmış veya aldatmış kişilerin sıklıkla araştırdığı konular arasındadır. Aldatmanın psikolojik arkaplanı psikolojik danışma hizmeti veren uzmanlar için de oldukça önemlidir. Aldatma, evli ya da duygusal bir ilişki içindeki kişilerden birinin bir başka üçüncü kişi ile duygusal veya cinsel düzeyde ilişkiye girmesi olarak tanımlanabilir.

İnsanların sosyal anlamda temel ihtiyaçları kabul edilmek, beğenilmek, onaylanmak, güvenmek ve sevilmektir. Kişi kendini mutsuz, önemsiz, değersiz hissettiğinde bu temel ihtiyaçlarını karşılamak için çareler arar, başka kişilerin kendisine değer vermesi onu mutlu eder. Bu gibi durumlar kişileri aldatmaya sürükleyebilir.

Devamı

Evlilik

Ülkemizde Boşanma ve Nedenleri

ÜLKEMİZDE BOŞANMA ve NEDENLERİ

Aile; var olan kan bağı yoluyla veya evlilik ve diğer yasal yollarla, akrabalık ilişkisi içine giren ve grubu oluşturan bireylerin birçok ihtiyacının karşılandığı toplumsal birimdir.

Evlilik; üyeleri arasında ait olma duygusunun paylaşılması ve bunun sevgi, saygı, dayanışma içerisinde sürdürülmesi amacı güden topluluk. Evlilik birliği karı-koca olma rolleriyle başlayıp, çocuk eşlik ettiği zamanda ebeveynlik rolünün eklenmesiyle devam edebilir.

Evliliğin çeşitli nedenlerle sürdürülememesi durumunda eşlerin ortak kararı sonucu veya çiftlerden birinin tercihi ile boşanma meydana gelebilir.

Boşanma, eşlerin hayattayken kanunlar çerçevesinde hakim kararıyla evliliklerine son vermeleridir.

ÜLKEMİZDE BOŞANMA

Evlilik birliğinin sonlandırılması sadece ülkemizde değil Dünya’ da genel bir toplumsal sorun olarak değerlendirilir. Ancak kültürel sebeplerin ağırlıkta olmasıyla ülkemizde boşanma genellikle olumsuz karşılanmaktadır. 2007 yılında ülkemizde yapılan araştırmalara göre boşanmanın %38.7’si ilk beş yıl içerisinde gerçekleştirildi. Araştırmaya göre son yıllarda dikkat çeken bir durum söz konu olmakta. 20 yıl ve daha uzun süren evliliklerde bundan önceki yıllara oranla bir artış söz konusudur.

Yine ülkemizde yapılan bir diğer araştırma da kadın-erkek cinsiyetine göre boşanma nedenleri incelendiğinde;

En önemli boşanma nedeni her iki cinsiyette de sorumsuz ve ilgisiz davranma oldu. Bu oran, kadınlar için %61,5, erkekler için ise %40,2 oldu. Kadınlar için sorumsuz ve ilgisiz davranmadan sonra en önemli boşanma nedenleri %42,6 ile evin ekonomik olarak geçimini sağlayamama, %36,4 ile dayak/kötü muamele oldu. Erkekler için sorumsuz ve ilgisiz davranmadan sonra en önemli boşanma nedenleri ise %24,5 ile eşin ailesinin aile içi ilişkilere karışması ve %24 ile eşlerin ailelerine karşı saygısız davranması oldu.

Boşanma sürecini yaşayan her birey aynı duygulardan veya aynı dönemlerden geçmeyebilirler.

BOŞANMA NEDENLERİ

Boşanma nedenleri kanunlar önünde yani kadın ve erkeğin evlilik birliğini koruma altına alan Medeni Kanun’da sınırlı sayıda ele alınmıştır. Genel başlıklar altında özel nedenler olarak sınıflandırma yapılmıştır.

Türk Medeni Kanunu’nda boşanma sebepleri sayılmış olup, özel haller olarak:

  • Zina
  • Hayata kast ve pek kötü veya onur kırıcı davranış
  • Suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme
  • Terk
  • Akıl hastalığı
  • Evlilik birliğinin sarsılması

Özel Nedenler:

  • Ekonomik sebepler
  • Eşlerin sosyo-kültürel yapı farklılıkları
  • Cinsel sorunlar
  • İletişim bozukluğu
  • Eşlerden birinin ihaneti
  • Aile içi şiddet
  • Zevk ayrılıkları
  • Eşlerin birbirlerini ihmal edişi
  • Ailelerin aşırı müdahalesi
  • Eşlerden biri ya da ikisinin ailelerine bağımlı ya da zayıf kişilikte olmaları
  • Çocuk olmaması
  • Ciddi ekonomik ve sınıfsal farklılıkları
  • Yaş farkının fazla olması
  • Erken yaş evlilikleri
  • Aile baskısı ile evlendirmeler
  • Taraflardan birinin ani kişilik ve yaşam pratiğinin değişmesi
  • Psikiyatrik sorunlar
  • Uyuşturucu, alkol ve kumar bağımlılığı (Can,Y.,Aksu,N,2016 Akt.İ.Sucu,2007).
boşanma çocuklar terapi

Boşanma Çocukları Nasıl Etkiler?

Evlilik- Boşanma- Çocuk

Birbirini seven iki insan hayaller ve umutlarla bir evliliğe adım atarlar. Zaman geçer bazen işler yolunda gitmez ve bazı sıkıntılar çıkmaya başlar. Evliliğin üç temel bağı vardır: Sevgi, saygı ve güven. Bunlardan biri ya da birkaçının zayıflamasıyla evlilikte çatışmalar yaşanmaya başlar. Bazen bu durumlarda orta yol bulunup sıkıntılar çözülmeye çalışır ama bazen de artık çözülemez hale gelmiştir. Bu aşamadan sonra evliliğin artı ve eksi yanları muhasebe edilmeye başlar. Eğer ki ailede çocuklarda varsa bu süreç biraz daha farklı ilerlemeye başlar.

Devamı

boşanma çocuklar terapi

BOŞANMA VE ÇOCUKLAR

Boşanma konusunda, boşanma öncesinde ve boşanma sonrasında psikolojik destek İzmir Alsancak’ta bulunan PSİKOAKTİF Terapi ve Danışmanlık Merkezinde Uzman Psikologlar tarafından verilmektedir.

Boşanma çocuğa nasıl söylenir, boşanma kararı çocuğa nasıl anlatılmalı, boşanma çocuğu nasıl etkiler sorularının cevapları için ve boşanmanın çocuklar üzerindeki etkileri hakkında detaylı bilgi için Boşanma ve Çocuklar konulu yazımızı okuyunuz.

Boşanma Terapisi İzmir, Boşanma Öncesi Danışmanlık ve Boşanma Sonrası Danışmanlık
Devamı

boşanma çocuklar

BOŞANMA ÇOCUKLARI NASIL ETKİLER

Evliliği kötü giden anne-babaların en sık sorduğu sorular, boşanma çocukları etkiler mi? boşanma çocukları nasıl etkiler?, boşanma çocuğa nasıl söylenir? gibi sorulardır.
Eşler arasında yaşanan çatışma ve boşanmanın etkisi üzerine yapılan çalışmalar son yıllarda oldukça artmıştır. Boşanmanın toplumsal, ekonomik ve psikolojik sonuçları bulunmaktadır. Devamı