Aidiyet

Ait olma duygusu
İnsan yaşamında bir topluma, bir gruba, bir yere vb. ait olma ihtiyacı vardır. Peki sizce aidiyet duygusu hayatımızda ne kadar önemli? Bu duygu hayatımızı, davranışlarımızı, seçimlerimizi ne derece etkiliyor olabilir?
İnsanlar ait hissettikleri yaşamı, çok daha iyi yaşam koşullarında bulunmaya nasıl tercih edebilir?
Doğduğum büyüdüğüm şehir İzmir’de 9 Eylül kutlamalarını izlerken, uzun zamandır hissetmediğim kadar büyük bir aidiyet duygusu hissetmiştim. Aynı anda neredeyse bütün haber kanallarında İngiltere kraliçesinin hayatını kaybetmesiyle ilgili çeşitli haberler yayınlanıyordu. Kim olursa olsun bir insanın hayatını kaybetmesi beni üzüyor, bu ayrı. Ama düşündüm; ben İngiltere’ye belli bir yaştan sonra taşınmış artık orada yaşayan bir Türk olsaydım, o gün izlediğim hangi görüntüler bende daha yoğun duygular yaşatırdı? Sadece orada yaşadığım için İngiltere kraliçesiyle ilgili haberler mi? Yoksa doğup büyüdüğüm İzmir’in kurtuluşunun 100. yılının kutlamaları mı? Atatürk’ü anmak mı daha çok içimden gelirdi yoksa kraliçeyi mi?
İşte orada farkettim; aidiyet duygusunun ne kadar güçlü olduğunu, ne kadar önemli olduğunu.
Aynı şekilde İngilizler de kraliçeyle ilgili duygular içindeydi doğal olarak İzmir’in kurtuluşu da onlar için bir şey ifade etmiyordu. Aynı anda bir millet üzüntü, kayıp, yas gibi duygular içindeyken, diğer bir millet gurur, mutluluk, minnet gibi bambaşka duygular içindeydi. Bu durum, o kişilerin o anda fiziksel olarak nerede bulunduklarından tamamen bağımsızdı. Önemli olan ruhlarının nerede olduğuydu…
Bunun millet, ülke, şehir vesaire değil, hayatımızdaki neredeyse her konuda böyle olduğunu düşünüyorum. Şehirde lüks bir dairede yaşayan birinin ruhunun küçük bir kasabada deniz kenarında ufacık bir evde olması,  gecekonduda yaşayan bir çocuğun ruhunun belki lunaparka bakan sıcak bir apartman dairesinde olması, hapisteki bir babanın ruhunun eşiyle çocuklarıyla yaşadığı evinde olması, her türlü imkana sahip birinin ruhunun kapkaranlık bir odada kapalı olması gibi sayısız örnek verilebilir.
Uzun yıllar boyunca, başka bir ülkede yaşamanın “hayatını kurtarmak” anlamına geldiğini düşünen kişilerden biri olarak, artık anlıyorum ki biz fiziksel olarak nerede olursak olalım, nereye gidersek gidelim, ruhumuz neredeyse aslında biz orada olmaya devam ederiz. Hayatımızı kurtaracak olan şey bulunduğumuz yer değil, ruhumuzdaki gelişim ve değişim çabalarımız. Çünkü her şey ruhumuzda başlıyor ve bitiyor. Yaşadığımız koşulların işimizi zorlaştırması veya kolaylaştırmasıyla birlikte, aslında onların hayatımızdaki etkisi bile ruhumuzla ilgili.
Peki ya sizin ruhunuz nerelerde yaşıyor?