Psikologlar, tanıdıkları kişilere terapi yapamazlar çünkü bu durum etik, profesyonel ve duygusal sınırların ihlali anlamına gelir. İşte bu kuralın temel nedenleri:
1. Çift yönlü ilişki (çift rol) çatışması oluşur
Tanıdık biriyle hem kişisel bir ilişkiniz (arkadaş, akraba, komşu vb.) hem de profesyonel bir ilişkiniz (terapist-danışan) olduğunda, roller birbirine karışır. Bu karışıklık, terapötik sürecin objektifliğini ve güvenliğini zedeler.
2. Tarafsızlık kaybolur
Psikolog, tanıdığı kişiyi önceden belli bir şekilde tanımış olduğu için, onun anlattıklarını tarafsız bir bakış açısıyla değerlendirmekte zorlanabilir. Danışan da, psikoloğun onu yargılayabileceğini düşünerek kendini tam olarak açamayabilir.
3. Güvenli alan zarar görür
Terapi, danışanın duygularını, travmalarını ve kırılganlıklarını özgürce ifade edebileceği bir alandır. Ancak tanıdık birine açılmak, kişinin mahremiyet duygusunu zedeleyebilir ve terapiye duyulan güveni azaltabilir.
4. Gizlilik riski
Tanıdık ilişkilerde, bilinçli ya da bilinçsiz şekilde özel bilgilerin üçüncü kişilere sızma riski vardır. Bu da etik ihlale ve güven kaybına yol açabilir.
5. Sağlıklı sınırlar bozulur
Terapi süreci belirli kurallarla, zamanlamalarla ve sınırlarla yürütülmelidir. Tanıdık biriyle bu sınırlara uymak daha zor olabilir (örneğin terapi saatleri dışında görüşmeler, konuşmalar vs.), bu da sürecin etkisini azaltır.
6. Duygusal yük artar
Psikolog, tanıdığı bir kişiye yardım etmeye çalışırken duygusal olarak daha fazla yük hissedebilir. Bu da tükenmişliğe, objektifliğin kaybına ya da mesleki zorlanmalara yol açabilir.
Psikologların tanıdıkları kişilerin çocuklarına terapi yapmaları da uygun değildir!
Bir psikoloğun yakınının çocuğuna terapi yapması da uygun değildir. Çünkü çocuğun veya gencin ailesi hakkında verdiği bilgiler, terapistin o aileye bakışını etkileyebilir, onlarla ilişkisini güçleştirebilir.
Bazen psikologlar, arkadaşlarından ya da yakın çevrelerinden şöyle cümleler duyarlar:
“Beni ya da çocuğumu iyi tanıyorsun, bu yüzden bize daha iyi yardımcı olabilirsin.”
Oysa gerçek tam tersidir. Bir psikologun tanıdığı birine terapi süreci sunamamasının asıl nedeni, o kişiyi önceden tanıyor olmasıdır.
Etkili bir terapi için danışanın, terapisti yalnızca uzman kimliğiyle tanıması gerekir. Çünkü terapi süreci; tarafsızlık, gizlilik ve mesleki sınırlar üzerine kurulur. Bir uzmanın, arkadaşlık veya sosyal bağlar kurduğu birini danışan olarak görmesi mesleki etik açısından sakıncalıdır.
Üstelik terapi sürecinde konuşulan özel ve hassas konular, sosyal ilişkiler devam ettiği sürece hem psikoloğu hem de danışanı rahatsız edebilir. Çünkü bir yandan terapi seanslarında derin kişisel paylaşımlar yapılırken, diğer yandan gündelik hayatta hiçbir şey olmamış gibi davranmak zorlayıcı olabilir.
Önceden tanışıyor olmak, terapi süreci için büyük bir engel olabilir. Çünkü etkili bir terapi için, güvenli bir mesafe ve mesleki sınırlar gerekir.
Örneğin:
Psikolog bir arkadaşının çocuğuna destek olmak istediğinde, çocuğun anlattıkları, psikolog ile çocuğun ebeveyni arasındaki dostluğu etkileyebilir. Terapist bir yandan çocuğun paylaştığı bazı gizli konuları saklamak zorundayken, bir yandan arkadaşına karşı suçluluk hissedebilir. Bu çelişki hem psikoloğu hem danışanı zor durumda bırakır.
Bir başka örnek:
Psikolog, bir arkadaşına terapi verdiğinde, sosyal ortamlarda buluştuklarında terapi sırasında konuşulan özel konuları zihninden uzaklaştırmak için uğraşmak zorunda kalır. Bu durum hem mesleki tarafsızlığı hem de sosyal ilişkinin doğallığını bozar.
Danışan açısından da durum benzer şekilde zordur.
Kişi, terapide kendisini en kırılgan haliyle açtığı biriyle, akşam bir doğum günü kutlamasında yan yana oturduğunda, bir mesafe ve mahremiyet ihtiyacı hissedebilir. “O, artık her şeyimi biliyor” düşüncesiyle kendini güvende hissetmeyebilir.
Bu nedenle, psikologlar tanıdıklarına terapi sunmazlar; çünkü onları önceden tanıyor olmaları, süreci kolaylaştırmaz, tam tersine profesyonel sınırları bulanıklaştırır.
Kısacası, psikologlar için en temel kural şudur:
“Danışanın yararını ve güvenliğini her şeyin önünde tutmak.”
Tanıdık birine terapi yapıldığında bu ilke zarar görebileceği için, etik kurallar bu tür durumları kesin şekilde sınırlar.
İzmir psikologlarından yardım almak için bize ulaşabilirsiniz.