Etiket: <span>Kardeş Kıskançlığı</span>

Kardeş Kıskançlığı için Çözüm Önerileri

Kardeş Kıskançlığı

Evin Yeni Üyesi, Kardeşim

Evde kendine göre düzenini kurmuş, evin tüm ihtiyaçlarının kendisine göre belirlenmesine alışmış bir çocuk için yeni bir kardeşin geliyor olması bir hayli korkutucu ve kabul edilmesi zor bir durum olabilir.

Çocukta oluşan bu kaygıların düzeyi, kabul etmesinin ne kadar zaman alabileceği gibi soruların cevabı öncelikle ebeveynlerin yeni çocuğu karşılama tutumuna ve bunu var olan çocuklarına yansıtma biçimlerine bağlıdır. Çocuğun yaşı, mizacı, kişilik özellikleri ve gelişim dönemi özellikleri de elbette diğer belirleyici faktörler. Bazı ailelerde yeni bebek müjdesi, diğer kardeşi, aileleri tedirgin edebilecek düzeyde korkutmayabilir. Ancak hiçte azımsanamayacak çoğunluktaki ailelerde bu süreç hem doğum öncesi hem de doğum sonrası dönemde inanılmaz yorucu geçebilir. Özellikle küçük çocukların yeni kardeşini karşılama süreci, kardeş kıskançlığı sorunu neredeyse her aile için aynı zorlukta geçebilmektedir. Öncelikle ailelerin bebek haberini aldıkları andan itibaren diğer çocuklarına karşı bir sorumlulukları olduğunu unutmamaları gerekir. Bu sorumluluk, ebeveynlerin yeni bebek haberini alabilme haklarının doğallığı kadar, diğer çocuğun da bu haberi alması gerektiğidir. Var olan çocuğa bebeğin haberi verilmeden önce anne ve babanın ortak bir açıklama yapmak için konuşmaları ve bu haberin çocuğa verilmesinden sonraki süreci oldukça iyi yönetebilmeleri gereklidir. Oluşabilecek durumlar için anne ve baba oldukça iyi düşünülmüş, uzun bir planlama yapmalıdır. Bunun için ailelerde önce motivasyon gereklidir. Sonra da çocuğun haberi almasından dolayı yaşadığı endişenin beraberinde getirdiği zorlukları sabırla tolere edebilmek gereklidir. Çocuğun meydana getirebileceği zorluklar elbette olacaktır ve bu bir noktaya kadar gayet doğaldır, çünkü bir çocuk için yeni kardeş ancak ve ancak oyun arkadaşı amacı taşır. Bunun ötesindeki hiçbir şey çocuğu mutlu etmeyecektir. Yeni kardeşin, anne ve babanın sevgisini paylaşmak, ailede artık tek gözdenin o olmayacağı anlamına gelmek olduğunu henüz ilk aşamada düşünemeyecektir.

Kardeş Kıskançlığını Önlemek için Aileler Ne Yapmalı?

Yeni bir bebek yapmaya karar vermeden önce, çocuğunuzun bebeğe alışması için ona zaman tanıyabilirsiniz. Çocuğunuza ‘Yeni bir bebek fikri sende ne hissettiriyor?’, ‘Ailemize yeni bir üyenin katılması fikrine nasıl bakıyorsun?’ ‘Kardeşin olduğunda ailemizde neler olabilir?’ gibi sorular sorarak onun yeni bir kardeş fikrine aylar öncesinden hazırlanmasına zemin oluşturabilirsiniz. Ailelerin burada unutmaması gereken bir noktayı dile getirmeli, çocuğunuz yeni bir bebek fikri için onay alabileceğiniz birisi değildir. Bu kadar önemli bir mevzuyu çocuğunuzun onayına sunmamalısınız. Çocuğa sorduğunuz sorunun cevabı büyük ihtimalle olumsuz olacaktır bu da bazı ailelerin kendilerini yeni çocuk fikirlerinden dolayı kendilerini var olan çocuklarına karşı suçlu hissetme nedenlerinden birisi olabilir. Bu durumda bir uzmandan yardım almanızda fayda vardır.

Bebek kararı aldıktan sonra veya bebeğin anne karnına düşmesinden sonra çocuğunuza uygun masallar okuyabilirsiniz. Bu masallar, yeni bir bebeğin ne kadar güzel olabileceğini, kendisine çok iyi bir arkadaş olabileceğini, ailede çok daha eğlenceli vakitler geçirilebileceğini içeren masallar olmalı. Anne veya baba dönüşümlü aralıklarla çocuğuna bu masalları okuyarak, uygun yerlerde destekleyici sorularla çocuğunu abi veya abla olmaya hazırlayabilir.

Çocuğa uygun görev ve sorumluluklar yükleyerek yeni bebeğin gelmesiyle birlikte meydana gelen değişimlerden minimum etkilenmesini sağlayabilirsiniz. Burada dikkat edilmesi gereken çocuğunuzun size olan ihtiyacının bitmemiş olduğudur. Gelişim düzeyine uygun olmayan ve çocuğa ağır gelebilecek sorumluluklar vermekten kaçınmanızda fayda vardır. ‘Artık büyüdün bunları kendin yapmalısın’, ’Artık sen bir abisin veya ablasın çocuk gibi davranmamalısın’, ‘Kendi  işlerini halledebilirsin, ben çok küçük olduğu için kardeşinin işlerini halletmek durumundayım’ ‘Hanginize yetişebilirim?’ gibi çocuğunuzu yalnızlığa sürükleyebilecek ve korkularında haklı olduğunu hissettirebilecek davranış ve tutumlardan kaçınmalısınız.

Çocuğunuzun hayatında büyük değişiklikler yapmamaya özen gösterebilirsiniz. Yapacağınız  değişiklikleri olabildiğince bebek kararının çocuğa açıklanmasından önce yapmaya çalışabilirsiniz. Bunlardan bazıları, bebeğin odasını hazırlayabilmek için çocuğunuzun odasının değişikliği, tuvalete gitme alışkanlığı kazandırma, geceleri kendi odasında uyuma, emzirmeyi bırakma gibi değişiklikler olabilir. Çocuk hayatında yapılan bu değişikliklerin, eve yeni gelecek bir üyeden dolayı yapıldığını anladığında durum hem travmatik hem de istenmeyen birçok olumsuz sonuca yol açabilecek hale gelebilir.

Çocuğunuza bebeğin geliş haberini abartılı bir kutlama yapmadan aynı zamanda durumun kendisi için kaygı verici olabileceğini düşündürtmeden, sakin ve yaşına göre anlaşılabilir bir dille açıklayabilirsiniz. Ailelere burada önerim, bu haberi çocuğunuza geciktirmeden vermenizdir. Komşularınızın, akrabalarınızın bildiği bir müjdeyi, çocuğunuzdan esirgememelisiniz. Bu haberi öğrenmek, sizden sonra en çok çocuğunuzun doğal hakkıdır. Çocuğun durumu daha iyi anlayabilmesi için kendi bebeklik fotoğraflarından destek alabilirsiniz, değişik birçok animasyon videolardan yararlanabilirsiniz. Bu anlatımlar çocuğun belirsizlik içeren bu sürece güven duymasını sağlar.

Çocuğunuzla anne ve babası olarak eskisi kadar çok zaman geçirin, çocuğunuzla olan rutinlerinizi bozmamaya özen gösterin. Örneğin eskiden hafta sonu babasıyla parka gidiyorduysa, yine hafta sonu babasıyla parka gitmesinden mahrum kalmamalı. Belki önceden bunu herhangi bir sebeple unuttuğunuz için kendisini değersiz hissedebilirdi ancak artık yeni bir kardeşin size kendisini unutturduğunu düşünebileceğinden, bu süreçte anne ve baba oldukça dikkatli olmalıdır. Bu gibi durumlar çocuğunuzda kardeş kıskançlığı temellerini oluşturabilir.

Anne ve babalar yeni doğan çocuklarının telaşına ve hassasiyetine fazlasıyla kapılıp diğer çocuklarının bazı önemli ihtiyaçlarını gözden kaçırabiliyorlar. Yeni bebeğin doğumuyla birlikte diğer çocuğunuz artık eskisinden çok daha hassas ve duyarlı bir hale gelebilir. Bu süreçte anne bebekle ilgilenirken, baba diğer çocuğun isteklerini ve ihtiyaçlarını gidermeye çalışmalı veya baba, bebekle ilgilenirken anne, çocuğunun yine eskisi gibi her zaman yanında olduğunu hissetmesini sağlamalı.

Çocuğunuzun bebeğe alışmasını beklemeye sabrınız olmalı, bu dönemlerde bebeğinizi severken abartıya kaçmamalı ve olabildiğince çocuğunuzun gözü önünde bebeğinizle abartılı temas kurmamaya özen göstermelisiniz. Ancak durumun çocuktan saklı tutulması gereken bir durum olduğunu hissettirmemelisiniz. Ayrıca bebeğinizin ihtiyaçlarını da geri plana hiçbir zaman için atmamalısınız.

Tüm bunların yanında eğer çocuğunuzda duygu ve davranış değişiklikleri gözlemliyorsanız hem doğum öncesi dönemde hem de doğum süreci ve sonrası dönemde çocuğunuz için bir uzmandan destek alabilirsiniz.

Kardeş İlişkileri ve Kardeş Kıskançlığı

Kardeş İlişkileri ve Kıskançlık

Anneler ve babalar ilk çocuklarını kucaklarına aldıklarında ilk defa anne baba olma duygusu, heyecan, iyi anne baba olabilecek miyim düşünceleriyle boğuşurlar. Zaman geçtikçe daha sakin ve mantıklı düşüncelere sahip olmaya başlarlar. İşte tam o sırada ikinci kez anne baba olacakları haberini alırlar. Bu haberi aldıklarında artık daha sakin ve temkinli olurlar çünkü bir tecrübeleri vardır. Fakat birden yeni bir soru akıllarını kurcalamaya başlar “acaba kardeşini kıskanır mı?” . Daha hamileliğin ilk günlerinden itibaren “acaba çocuğa kardeşinin olacağı ne zaman söylemeli? Nasıl anlatmalıyız?” diye bir telaş başlar.

Kardeşler arası kıskançlığın temeli aslında rekabetten kaynaklanır. Eğer anne ve babalar bu rekabeti beslerlerse kardeş kıskançlığı kaçınılmaz bir hal alır. Kıskançlık temelde kaybetme korkusu ve kendini önemli görme gibi iki arka plana dayanır. Sevdiğin bir şeyi kaybetmekten korkmakla yaşadığın kıskançlıkla, her şeyin en iyisinin kendi hakkı olduğunu savunup benmerkezci bir kıskançlık arasında büyük bir fark vardır. Bu yüzden kıskançlık kötü ve asla olmaması gereken bir duygudur diyemeyiz. Önemli olan bu kıskançlığın zarar verme aracı olarak kullanılmamasıdır.

Ebeveynler çoğunlukla kıskançlık konusunda yaşayacaklarından dolayı bir ön yargı ve endişe içindedirler. İlk adımdan itibaren doğru bir yol izlenirse kıskançlık krize dönüşmemiş olur. Burada bebek eve geldiğinde diğer çocuğun duygularını anlamaya çalışmalı ve bu duygularını bizimle paylaşmasını sağlamalıyız. Gerekirse onun duygularını dile getirmesine yardımcı olmalıyız. “Bebeği çok seviyorsun” gibi onun için henüz anlam bulmamış cümleler yerine onun aklındaki sorulara yakın sorularla onun kendisini açmaya yardımcı olmalıyız.” Bebek uyurken sessiz durmanın senin için ne kadar zor olduğunu anlayabiliyorum” diye bir cümle onun duygularından birine dokunmuş ve anlaşıldığını hissetmesine yardımcı olabilir. Çocuk eve yeni gelen bebekle ilgilenilirken kendisinin gözden kaçırıldığını düşünebilir. Burada çocuğa neden bebekle daha çok zaman geçirildiği anlatılırsa daha etkili olacaktır. Tabi bunları yaparken çocuğun dünyasına hitap edecek bir iletişim dili kullanacak önemlidir. Onunla göz teması kurup, yaşına uygun şekilde bir açıklama yapmak faydalı olacaktır. Âmâ burada bütün suçu “ bebeğe” atmadan yapılmalıdır. Sürekli “ bebek” kelimesini duyan çocuk için bir nefret kaynağı oluşturabilirsiniz. Özellikle abi yâda abla pozisyonundaki çocuklar küçükse bebeğe dokunmanın ölçüsünü henüz bilemeyebilirler. Bu gibi durumlarda onları kontrol etmek ve iş zarar verici bir hal almadan dikkatlerini başka yöne çekmek gerekir.

Bebekle çocuğun arasında davranışları da olumlu ifadelerle güçlendirebiliriz. “Baksana kardeşin sana nasıl bakıyor, seni seviyor olmalı” gibi cümleler duymak çocuğunda hoşuna gidip ona karşı iyi duygular beslemesine yardımcı olabilir. Çocuğun arasının iyi olduğu bir yetişkinin çocukla her gün belirli dozlarda zaman geçirmesi de oldukça önemlidir. Fakat burada dikkat edilmesi gereken nokta şudur, “bu zamanlar sadece bebek yokken olabiliyor o yüzden bebek bizim aramızda engel” düşüncesi oluşturulmamalıdır. Bu zamanlar doğal şekilde gelişmeli, ”çocuk benimle oynar mısın dediğinde onu reddetmek yerine evet sana şu kadar zaman ayırabilirim” diyebiliriz.

Kardeş ilişkilerinde gerçekçi bir düşüncede olmalıyız ve iki egonun bir paylaşım yapmasını beklerken elbette ki rekabet duygusu kaçınılmaz olacaktır. Çocukları kardeşleri arasında kıyaslamak rekabet duygusunu körüklediği gibi kıskançlığı da ateşlendirebilir. Ebeveynler bu konuda gerekli liderliği sağlamayı başardıklarında tatlı bir rekabet içinde, adil, paylaşmayı bilen çocuklara sahip olacaklardır.

Çocuklar için huzurlu ortamı oluşturun ve onların daha çok ne zamanlarda kavga ettiklerine dikkat etmeye çalışın. Ve kavga etmelerinin sebeplerinin altındaki gerçek sebebi bulup ortadan kaldırmaya çalışın. Onların arasında asla hakem görevi üstlenmeyin. Bu rol sizinle olan ilişkilerini yıpratacağı gibi birbirleri arasındaki ilişkiyi de bozabilir. Eğer kavganın olduğu ortamı terk edebiliyorsanız odadan çıkın ve onları kendi sorunlarını aralarında halletmeleri için onlara fırsat bırakın. Durumun çok kötüye gittiğini ve zarar vermenin başlayacağını görmeden müdahalede bulunmayın. Onların bu sorunu aralarında halledebileceklerine dair olumlu bildirimlerde bulunun. Aralarındaki problemin ne olduğunu siz hemen fark edebilirsiniz fakat bunu onlara söylemeyin bırakın kendileri bulsunlar. Sadece yaşına göre küçük ipuçları verebilirsiniz ya da daha küçük yaşlardaki çocuklar için taklit edebilecekleri diyaloglardan faydalanabilirsiniz.

Çocukların her durumda birbirlerini size şikayet etmelerini engelleyin. Eğer sorunları zarar verici bir boyutta değilse size gelmeden kendi aralarında halletmeleri gerektiğini söyleyin. Bunun yanında birbirleriyle iyi geçindiklerini gördüğünüz durumlarda da onları tebrik edin, olumlu cümlelerle yaptıklarının ne kadar güzel olduğunu fark etmelerini sağlayın. Kardeşlerin birbiri için yaptığı ufak şeyleri övün. Çocuklar arasında hep iyiyi görüp sevgiyi artıracak yorumlarda bulunun.

Eğer bu konuda zorlanıyorsanız bir uzmandan yardım alabilirsiniz.