Etiket: <span>ÇOCUKLARDA CİNSEL EĞİTİM</span>

Çocuklarla Görüşme Teknikleri Eğitimi

Çocuk ve Cinsellik

ÇOCUK KENDİNİ KEŞFEDİYOR
Çocuk başkalarına ve çevresindeki dünyaya bağlı olarak içsel ve dışsal heyecanlar duyar. Cinsel dürtü de başa çıkılması gereken heyecanlardan biridir. Cinsel dürtüler konusunda yapılan açıklamalar, çocuğun öğrendiği bilgiler onun cinsellik hakkında fikir oluşturmasını sağlar.
Cinsel dürtüler geliştikçe, çocuklar birçok konuyu merak etmeye başlarlar. Bu konular; heyecan, aşk veya kadın-erkek farkı olabilmektedir. Cinsellik konusunda doğru yönlendirmeler yapabilmek için çocukların sorduğu sorulara doğru ve çocuğun merakını giderecek, kafasını karıştırmayacak kadar cevap verebilmek gerekir. Onların sorduğu sorular ve verilen cevaplar, onların hayata dair meraklarını da geliştirir.
“Küçük bir çocukla cinsellik hakkında nasıl konuşulabilir?” sorusu, ebeveynlerin kafasını karıştıran ve nasıl hareket edeceklerini bilemedikleri zamanlardan biri olabilmektedir. Ancak çocuğun cinsellik, sevgi veya aşk konularında soru sorduğu anlarda onların merakını giderici cevaplar verebilmek ve bu cevapları verirken en doğru kelimeleri seçmek önemli noktaların başında gelir.
Çocuğun, yetişkinlere sorduğu sorular, çocuğun içinde bulunduğu dünyada kendine bir yer edinmek için attığı ilk adımlardır. Bu nedenle ebeveynler tarafından bu sorular önemsenmelidir. Örneğin çocuğun “Bebek nasıl yapılır?” şeklinde sorularına karşılık leylek hikayesi veya anlatılan diğer hikayelerin bir kenara bırakılması gerekmektedir. Verilen cevabın gerçeği yansıtması yaşam içerisinde doğumun bir başlangıç, aynı zamanda bu başlangıcın bir de sonu olacağından ölümün de var olduğu bilgisini içermektedir. Bu soruya verilecek yanıtlar ile anne ve babanın rolleri de tanımlanmış olur. Şu şekilde bir cevap verilebileceği söylenmektedir: “Baba, annede bulunan özel bir bölgedeki yumurtaya tohumunu yerleştirir ve çocuk annenin bedeninde gelişir. Bebek, dokuz ay boyunca onun evi olacak güvenli bir yerde annenin karnında gelişir.” Biyolojik süreç hakkında bilgi genellikle çocuk on yaşına geldiğinde anlatılır. Bu sorunun arkasından çocuklar “Bebek annenin karnından nasıl çıkar?” diye sorabilir. Bu soruya da beş altı yaşından itibaren, bebeğin annenin karnından, annenin bacakları arasındaki özel bir yoldan dışarıya çıktığı söylenebilir.
Çocukların merak ettikleri bir diğer konu ise “aşık olmak” ve “evli olmak”tır. Bu konuların ne anlama geldiğini merak ederler. Çocuğun cinselliği, yetişkin cinselliği ile aynı değildir ancak çocuğun, cinsellik konusundaki bilgileri yakınındaki yetişkinlerden ve okul çevresinden görerek veya duyarak aldığı söylenebilir. Küçük çocuklar için aşık olmak; öpüşmek, birbirlerine çeşitli yiyecek, içecek, hediyeler vermek olarak algılanırken, evli olmak; birbirlerine cinsel organlarını göstermek, beraber tuvalete girmek olarak algılanabilmektedir. Aynı zamanda çocuğun bu konular hakkında sorduğu sorular karşısında öncelikle kendisinin bu konular hakkında neler düşündüğünü sormak önemlidir. Bu şekilde çocuğun kendi yaşıtlarıyla bunları deneyimleyip deneyimlemediği anlaşılabilir.
Ebeveynleri kaygılandıran durumlardan biri çocukların cinsel içerikli oyunlar oynamaları olabilmektedir. Doktorculuk veya evcilik oynamak, birbirlerinin bedenlerini karşılaştırmak gibi oyunlar, çocuklar tarafından oyunlara dahil edilebilmektedir. Ebeveynin, çocuğunun cinsel oyun oynadığına yönelik şüphesi varsa yapılması gereken ilk şey çocuklardan birinin diğerine herhangi bir zarar vermediği, korkutmadığı olmalıdır. Eğer oynanılan cinsel oyunlar zararsızsa, oynarken kendi bedenlerini kullanmak yerine oyuncak bebeklerle bu oyunları oynamaları önerilir. Bu şekilde bu durum, çocukta imge olarak kalır.
Sevgi, aşk ve cinsellik, çocuğun kendini keşfetmesi, kendinden farklı olanlara yaklaşması, onları tanımasını sağlayacağından onunla bu konular hakkında konuşmak önemlidir.
Sıla GETİR AYDOĞAN
Uzman Psikolojik Danışman

çocuk gelişim

Çocuklarda Cinsel Eğitim

ÇOCUKLARDA CİNSEL EĞİTİM

Çocukta Mahremiyet Eğitimi

Çocukların büyüme sürecinde cinsel eğitim de çocuğun ebeveynleri tarafından verilmesi uygun olan, diğer ihtiyaç duyduğu eğitimler kadar önemlidir. Çocuğun mahremiyet eğitiminin bir parçasıdır. Çocuğun kendisine ait sınırları bilmesi, vücudunun özel bölgelerini tanıması ve bu bölgeleri korumanın onun için ne kadar önemli olduğu, başkalarının kendi oluşturduğu sınırlarına müdahale etmeden onunla nasıl iletişim kurabileceği gibi birçok konu çocuk cinsel eğitiminin konularıdır. Mahremiyet eğitimi yani daha özel adıyla çocuğa verilecek olan cinsel eğitim konuları, toplumlara, kültürlere, inançlara göre değişebilir. Mahremiyetteki alan veya sınırlar,bireylerin içinde bulunduğu kültüre göre belirlenir.

Cinsel Eğitim, çocuğun ruh ve beden sağlığını korur. Bu eğitim, çocuğa bakım veren kişi veya gerekli durumlarda kişilerce de verilebilir. Çocuk, dünyaya gözlerini açtığı andan itibaren, anne ve babası hayatta ise, ebeveynleri tarafından yaşayacağı hayata bir süreye kadar hazırlanır. Çocuğun yaşantısı anne ve babanın süzgecinden geçerek öğrenmeler sağlar. Çünkü ebeveynlerimize sonsuz bir güven duyarız. Bu nedenle mahremiyet eğitimi, cinsel eğitim çocuğun en yakınları, bakım vereni tarafından verilmelidir. Çocuğun, bedeninin dokunulmaz oluşu, özel belirlediği sınırlarının ihlal edilmemesi gerektiği bilinci, ebeveynleri tarafından verilecek olan cinsel eğitimle kazandırılır. Özellikle anneler, bu süreçte oldukça önemli rol almaktadır, babalarda aynı şekilde anneye destek olmalı, gerekli yerlerde çocuğa sınır eğitiminde katkıda bulunmalıdırlar. Eğitim verilirken çocuk korkutulmamalı, özel bölgelerine isim takılmadan, etiketlenmeden, şakalar yapılmadan öğretme sağlanmalıdır. Eğitim sırasında sık sık çocuğun duygu ve düşünceleri kontrol edilerek ilerlenmelidir.

ÇOCUKLARA CİNSEL EĞİTİM NASIL VERİLMELİDİR?

  • Cinsel eğitim, çocuğun 2 yaşını doldurmasından itibaren ebeveynleri veya bakım vereni tarafından verilmeye başlanmalıdır.
  • Bu dönemde çocuğa gelişim dönemine uygun sorumluluklar vererek, planlara katılma ve aile için alınan kararlarda düşüncelerini belirtme, tercih yapma gibi imkânları sunarak çocuğun özgüven gelişimine katkıda bulunulmalıdır.Çünkü öz güveni gelişemeyen çocuk, yetişkinlerden çekindiğinden dolayı her denileni,her istenileni yapan çocuklar ‘Hayır diyemeyen çocuk’ ,ileride hayır diyemeyen yetişkin olabilir. Mahremiyeti ihlal edildiği zaman da kendini koruyamayabilir.
  • Çocuğunuzun veya bir başkasının çocuklarını severken, sevginizi dudaktan öpme ve çocuğun mahrem saydığı, özel bölgelerinin sevilmesi dışında davranışlarla göstermeye dikkat edebilirsiniz. Çünkü çocuk, çevresindekilerin bu davranışlarının tekrarıyla, korunması gereken bölgeler bilincini oluşturamayabilir.
  • Çocuğun yaşadığı ortamda, evinde çocuğa ait özel bir mekânın bulunması, mekanını kendi istediği düzen, sınır ve kurallarla düzenlemesi sağlanabilir. Bu ayrıcalık, çocuğa aidiyet ve mülkiyet duygusu verme ve çocuğun benlik duygusunun gelişimi açısından oldukça büyük katkılar sağlar. Unutmamak gerekir ki, çocuklarında bazen yalnız kalmaya ihtiyaçları olabilir.
  • Çocuğun iyi dokunma-kötü dokunma ve ikisi arasındaki farkı ayırt etmesi sağlanmalıdır. Çocuğa vücudunun özel bölgeleri tanıtılmalı, öğretilmelidir. Çocuğa özel bölgelerinin gelişimi,onu ileride nelerin beklediği ile ilgili de ayrıntılı bilgi verilmelidir. Aileler genellikle ‘özel bölge’ demek yerine ‘mahrem bölge’ demeyi tercih ediyorlar. Daha somut, açıklanabilir olması açısından cinsel eğitimde ‘özel bölge’ kullanılabilir. Aileler dokunuşları öğretirken, çocuk üzerinde (yine sınırların önemini göstererek)veya bir kız-erkek bebek üzerinden öğretebilirler. Çocuk, izin vermediği sürece anne ve babası da dahil olmak üzere kimse ona dokunmamalıdır. İstenmeyen dokunuşlar bir sınır ihlalidir, bu bilinç çocuğa kazandırılmalıdır.
  • Çocuk kendisine dokunulduğunda hangi duygusu onu kötü, hangi duygusu iyi hissettiriyor bilir ancak ifade etmekte güçlük yaşar. Bu nedenle ebeveynlerin çocuklarıyla birlikte, çocuğun duygularını tanıması üzerinden de paylaşımda bulunmaları önemli katkılar sağlar. Çocuğa, kendisini olumsuz duygu durumu içinde bulduğu her anı aileleriyle paylaşabileceğine dair güven verilmelidir.
  • Çocuk 6 yaşından itibaren kişisel bakımını kendisi yapabilir. Çocuk, ihtiyaç duyduğu her zaman ebeveynlerinden bu konularda yardım isteyeceğinden de emin olmalıdır. Bu nedenle destekleyici bir tutum sergilemek, çocuğun öz bakımını kendisi sağlayabileceğine inanması açısından önemlidir.