Makaleler

Dans ve Hareket Terapisi

Dans ve Hareket Terapisi

Dans ve Hareket Terapisi

Dans ve Hareket terapisi psişik sağaltımı beden ile zihin ve ilişkiler arasında bağ kurarak ve dans ve hareketin yaratıcı ifadeye yönelik elemanlarını kullanarak gerçekleştirmeyi esas alan bir yaratıcı sanat terapisi yöntemidir.

Dans ve Hareket Terapisi

Dans ve Hareket Terapisi Atölyemize katılım ücretisizdir.

Dans ve Hareket Terapisi Atölye çalışmasına ücretsiz katılım için buradan yorum veya mesaj gönderebilirsiniz.

Kimlik gelişiminde beden algısı önemlidir. Birçok kuramcı beden ve bedenin analizi ile çalışmıştır. Freud egoya beden egosu demiştir. Wilhelm Reich da beden ile çalışmış bir terapisttir. Ketlenen duygu ve güdülerin kas ve iskelet sisteminde gerilimlere ve katılaşmalara yol açtığını ve bunun da beden de bir zırh görevi gördüğünü ifade eder. Buna beden zırhı der ve psikoterapinin amacının o zırhta bir delik açarak kişinin stres noktalarını keşfetmesini ve zayıf organını yani stresör görevi yapan organı keşfetmesini amaçlar.

Carl Gustav Jung da bedenin yaratıcı potansiyelini analiz sürecine dahil etmiştir ve bilinçaltına ulaşmak için bedenin bir araç olarak kullanılabileceğini ilk olarak Jung söylemiştir. Aktif imgelem bilinçaltı imge ve duyguların sanatsal ifade ile harekete geçirilmesi ve incelenmesini esas alır. Psikotik hastaların anlamsız görülen davranışları ile travmatik yaşantıları arasında bağ kurmuştur.

Winnicott’ın modern terapistleri etkilemiş çalışmaları vardır. Beden egosunun bedensel deneyimlerden oluştuğunu ifade etmiştir. Bebekler, kucaklanma ve birisi tarafından tutulma ile derisinin ne olduğunu öğrenirler. Deri de sınır duygusunu geliştirir. Bu da ben ile ben olmayan arasındaki durumu tanımlar.

“Kendimize ait bir ritmimiz yoksa başkalarıyla da bozuk bir ritim tutturuyoruz. Kendimizle bağ kurmak, ötekiyle bağ kurmak ve sonra toplulukla bağ kurmak… kolektif ritme ulaşmak..”

Dans ve Hareket Terapisinde Kullanılan Etkinlikler

  1. Resim Çalışması: İkişerli alt gruplarla çalışılır. 2 ayrı resim yapılır, danışanlar arka plandaki müzikteki enstrümanları seçerler, genelde 2 enstrümanlı müzik kullanılır. 2 ayrı müziğe göre kağıt üzerindeki ilişkiler incelenir. Müzik neyi değiştirdi, çağrışımları neler? Sınır var mı? Varsa ve bu sınır aşıldıysa nasıl hissettirdi? gibi sorular üzerinden paylaşım yapılır.
  1. Heykel çalışması: Grup ikiye ayrılır, 1.grup heykeltraş olur, diğerleri malzeme. Heykeltraş malzemeye bir form verir ve ona bir isim verir (heykelin kulağına söyler). Tüm bireyler tamamladığında, heykeller sergilenir ve diğerleri ismini bulmaya çalışır. Bulunan heykel rolden çıkar. Heykeltraş malzemesini tanıyor mu? Malzeme istemediği forma girdi mi? Nasıl hissettirdi gibi sorular üzerinden paylaşım yapılır.
  1. Duyguda kalma: Güney Amerika’da devrim sırasında bir psikoloğun hapishanede geliştirdiği bir tekniktir. Kişi donar ve heykel olur. Diğer kişi ona sarılır ve donar. Sarılınan çözülür ve başka bir heykele sarılır ve donar. Burada çözülen ayrılırken diğeri onun formunu korur. Hapishane de yalnızlıkla bu şekilde mücadele ederler, günde 1 saat açık alanda etkileşime izin verilen mahkumlar ayrılırken birbirlerine sarılarak diğerinin formunu koruyarak hücresine gider ve yalnızlıkla bu şekilde mücadele ederler.
  1. Lead and follow: İkili çalışma, ısınmada çok kullanılan bir tekniktir bazen tüm seansı da kaplayabilir. Bir kişi lead rolünde diğeri follow rolünde olur. Yan yana, önlü ve arkalı yürüme, gözler açık kapalı yürüme şeklinde ilerlenir. (Kapalı ileri gruplarda çalışılır). Rol değişimi yapılır. Hangi rol iyi geldi, hangisinde zorlandı, çağrışımları neler gibi sorularla paylaşıma geçilir.
  1. Süreç içinde grubun ihtiyacına göre başka tekniklerle de çalışılabilir.

Sanatın Psikoterapide Kullanımı

  • Psikoterapi; yaşamsal sorunların değişik kuramsal temellerden yola çıkılarak konuşma, çağrışım, imgelem, canlandırma veya sanat yöntemleri ile çözümlenmesidir.
  • Sanatın yönü içten dışa doğrudur, iç materyal aktarılır. Psikoterapi ise iç yaşama ulaşmayı hedefler, bu yönüyle sanat ve psikoterapi ortaktır. Psikoterapide sanat bir amaç değil, bir araç olarak kullanılır.
  • Öfke yaratan yaşantılar içe atılır ve bu yaşantılar kümülatif olarak biriktirilir. Benimsenip kabullenilen yaşantılar ise içe alınır. İçe atılmış yaşantılar sanatta içeriği, içe alınmış yaşantılar ise sanatta biçimi oluşturur.
  • İçe atılmış yaşantılar ise ifade edilmezlerse bireyin ruh sağlığı risk altındadır.

“Sanat ve bilim paranın iki yüzü gibidir. Sanat disiplinle yürütülen bir tutku, bilim ise tutkuyla sürdürülen bir disiplindir.”

Arthur M. Sockher

Bu yazı yorumlara kapanmıştır.